Haber

Tuncer Bakırhan’dan yeni Anayasa mesajı: Eski anayasaya kalsın diyen kim var?

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, “Ekmek ve Adalet Buluşmaları” kapsamında Bursa’daki temaslarını halk buluşmasıyla sonlandırdı. Bursa’nın Osmangazi ilçesinde bulunan bir düğün salonunda gerçekleştirilen buluşmaya, sivil toplum örgütlerinin yanı sıra çok sayıda kişi katıldı.

Yeni anayasa tartışmaları hakkında konuşan Bakırhan, anayasaya konusunda olmazsa olmazlarını sıraladı:

“Yeni ve sivil anayasaya hayır demiyoruz demokratik bir anayasa olsun ama kadın arkadaşımızın dile getirdiği talepleri içersin. Kürdün dilini içersin, emeklinin, emekçinin insanca yaşayabileceği ekonomik şartları sağlasın. Türkiye’nin bütün renklerini kapsayan alevinin inanç özgürlüğünü kapsayan bir anayasaya kim hayır diyebilir, hiçbirimiz demeyiz. Yerel yönetimlerin yetkilerinin geliştiği yerel demokrasinin geliştiği bir anayasaya yok demeyiz. O zaman yeni anayasada eğer samimilerse önce AİHM ve AYM kararlarına uysunlar, önce Selahattin Demirtaş Figen Yüksekdağları bıraksınlar. Önce tecridi kaldırsınlar. Önce sermayeye yaptıkları milyonlarca liralık vergi indirimi yerine emeklinin asgari ücretlinin ücretini artırsınlar önce kadın haklarını, önce umudunu yitirmiş gençlere umut yaratsınlar.”

‘ÜLKEDE ADALET YOK’

MA’nın aktardığına göre Bakırhan şöyle konuştu:

“Bu ülkede adalet yok. Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ Leyla Güven Ayşe Gökkanlardan biliyoruz. Nereden biliyoruz bu ülkede adaletin olmadığını? Seçilmiş milletvekili olan Can Atalay AYM kararı olmasına rağmen cezaevinde adalet yok. Kavala ve arkadaşlarını AİHM kararına rağmen içeride tutuluyorlar. Adalet yok özgürlük yok, Kürt halay çekti diye tutuklanıyor. Yahu sanatçılar Kürtçe türkü söyledikleri için gözaltına alınan bir ülkede özgürlük var diyebilir misiniz? Onlar cezaevleri yaparak Türkiye’yi özgürleştirdiklerini düşünüyorlar. Geçen Adalet Bakanı ne diyor? Müjde diyor biz de diyoruz ki herhalde insafa geldiler içerideki siyasi tutsaklarla ilgili bir düzenleme yapacaklar. Neymiş müjde dünyanın en büyük adalet sarayını Ankara’da yapıyorlarmış. Yahu içerisinde adalet olmayan saray altından olsa ne yazar. Utanmazlar. Bize dünyanın en büyük adalet sarayı gerekli değil bizim adalete ihtiyacımız var. Özgürlüğümüze ihtiyacımız var, kendi dilimizle okumaya yazmaya halay çekmeye ihtiyacımız var. Şimdi düğünleri izne bağlamışlar. Yahu kaçıncı yüzyılda yaşıyoruz. 21’inci yüzyılda çocuğunuz evlenirken gidip validen kaymakamdan izin alacaksınız. Böyle bir ülkede özgürlük var diyebilir misiniz.

‘YENİ ANAYASADA SAMİMİYSENİZ TECRİDİ KALDIRIN’

Şimdi yeni Anayasa diyorlar muhtemelen yetkilerini genişletecek Cumhurbaşkanı. Hepimizin sesini soluğunu kesecek ebedi saltanatını ortaya koyacak bir anayasa getirecekler. Yeni anayasa burada demokratik bir sivil anayasa olmasın diyen var mı, yok. Yeni anayasayı kimle yapacaksın meclisteki çoğunluğuna güvenerek yapacağın bir anayasa 22 yıllık iktidarın gibi olur. Yeni ve sivil anayasaya hayır demiyoruz demokratik bir anayasa olsun ama kadın arkadaşımızın dile getirdiği talepleri içersin. Kürdün dilini içersin, emeklinin, emekçinin insanca yaşayabileceği ekonomik şartları sağlasın. Türkiye’nin bütün renklerini kapsayan alevinin inanç özgürlüğünü kapsayan bir anayasaya kim hayır diyebilir, hiçbirimiz demeyiz. Yerel yönetimlerin yetkilerinin geliştiği yerel demokrasinin geliştiği bir anayasaya yok demeyiz. O zaman yeni anayasada eğer samimilerse önce AİHM ve AYM kararlarına uysunlar, önce Selahattin Demirtaş Figen Yüksekdağları bıraksınlar. Önce tecridi kaldırsınlar. Önce sermayeye yaptıkları milyonlarca liralık vergi indirimi yerine emeklinin asgari ücretlinin ücretini artırsınlar önce kadın haklarını, önce umudunu yitirmiş gençlere umut yaratsınlar. Böyle bir şey var mı?

‘BİR ARAYA GELMEMİZDEN KORKUYORLAR’

Türkiye’de 16 milyon emekli var. 16 milyon emekli iktidar getirip iktidar götürür. 16 milyon emekli istediğini iktidara taşır, istediği sorunu çözer. Onun için iktidarın günahı 99 ise bizim de günahımız var. Bir araya gelmiyoruz birlikte değiliz ortak mücadele etmiyoruz. Kürdün ormanı yandığı zaman yöneticisi içeri atıldığı zaman belediyesine kayyım atandığı zaman Bursa’dan ‘bu adaletsizliktir, haksızlıktır eğer diyebilirsek’ emin olun biz bunları göndeririz. Bunların korktuğu tek bir şey var. Ne İsrail’den korkuyorlar ki zaten ticaretleri devam ediyor ne de o emperyalist dedikleri ABD’den, Avrupa ülkelerinden korkuyorlar. Çünkü göbek bağıyla onlara bağlıdırlar. Çünkü çok büyük yüzdelerle, dolarla, faiz alan onlardır. Bunların tek korkusu Kürdün, Alevinin, emekçinin, ezilenin, Türkün, bu ülkede yaşayan ve yüzde 80 çoğunluğunu oluşturan bizlerin bir araya gelmemizden korkuyorlar. O zaman biz de bunların gitmesini istiyorsak bir arada olacağız.

ÇATIŞMA VE KAOSTAN ÇIKIŞ YOLU: TÜRKİYE BİR KAVŞAKTA

Ortadoğu çatışma ve savaş içerisinde. Ortadoğu’yu bu hale getiren işte bu zihniyetlerdir, Ortadoğu’da milliyetçi, mezhepçi, ulus devletçi anlayışlar sorunu çözmedi. Türkiye’nin bu Ortadoğu’daki kaos ve çatışmadan en az etkilenmesinin bir yolu var. Türkiye de o önemli kavşakta bulunuyor. Nedir bu; Yüzyıldır inkar ettiği Kürt meselesiyle yüzleşecek. İnancı farklı olan Alevinin eşit yurttaşlık hakkını tanıyacak. Kadını eşit bir birey olarak görecek, başta İstanbul Sözleşmesi olmak üzere kadınların katledilmemesi için insanca özgürce yaşaması için gerekli düzenlemeleri yapacak. Yapacağı anayasa Türkiye’deki bütün renkleri kapsayacak. Ne diyor hepimiz kardeşiz anayasada diyor herkes Türk’tür. Diğeri Arap’tır, Çerkez’dir, Kürt’tür. Dolayısıyla Türkiye’de yeni bir anayasa yapılacaksa bu konuda samimiyet bekliyoruz. Önce cezaevleri boşaltılsın tecrit kalksın sonra bu sermaye dostu iktidar biraz emekçinin işçinin dostu olsun ekonomide adalet olsun. En önemli Türkiye’deki bütün insanlar kendi renkleriyle yaşasınlar. Kendi dillerini öğrensinler dilleriyle eğitim görsünler. Türkiye’de yurttaşlık tanımı yeniden yapılsın.”

(MEZOPOTAMYA AJANSI)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu